Mezzokate

Mezzokate

Blogroll

Her Hakkım Saklıdır® Bu blogdaki tüm haklar Melis Tezcan'a (öncekadınsonraanne) aittir, kendisinden izin almadan!!! ve kaynak göstermeden gerek metinsel gerekse görsel dökümanların kopyalanması, kullanılması ve yayınlanması yasaktır. Aksi halde yasal yola başvurulacaktır.

19 Kasım 2016 Cumartesi

Riffel Izgara

Deneyimlemem için verilen dumansız Ocak üstü sulu ızgaram ilk testi yıldızlı pekiyi ile geçti
Yine çok memnun olduğum, hele de yazlıkta elim ayağım olan, kurup plaja gidip döndüğümde yemeğim sıcacık beni beklerken bulduğum, harika tane tane pilav, kek, yoğurt et ve sebze yemekleri yaptığım Redmond multicooker.com üreticisinden yeni bir ürün daha...
Altındaki su sayesinde, duman koku olmadan balık bile pişiyormuş
Ben köfte ile başladım ve sonuç nefis, hem de donmuş köftelere rağmen...
Spagettiyi bile üstünde ısıttım
Çocukluğumun kek tenceresi ile saç tava arası harika bir ürün
Et ve Tavukta da çok başarılı olacaktır çünkü et pişerken habire kanı salmasını ve tavuğun kahverengi su salıp ona bulanmasını hiç sevmiyorum. Bunda ise o akanlar aşağıdaki suya geçiyor
Geçen senelerde iki kapaklı balık tavam ve granit kapaklı tavamdan da memnun olduğumu söylemiştim çünkü kendi buharında pişiyor tavuk ve köfteler pamuk gibi oluyordu; ama tabi biraz fazla ıslak oluyordu ızgara gibi değildi oysa bunda kapak kapandığında buharla pişirirken fazla su aşağı akıp ızgara keyfini bozmuyor
Tel ızgarası da var plakası da...  Plakalar isteğinize göre 3 çeşit emaye, teflon veya granit
#oncekadinsonraanne

Ķısa bir süre için üretici firma Gemon Gida Ltd. direk sipariş verenlere % 10 indirim uygulayacak..
Siparişleriniz için 0212 854 2134 nolu teli arayarak  yada info@gemonltd.com,
orhan@gemonltd.com adreslerine mail atabilirsiniz.. Urün ile ilgili bana dm atabilirsiniz.. @riffelmucizeizgara  #riffel #mucizeizgara


27 Temmuz 2016 Çarşamba

Karşıyakam ve çocukluğum

Iki gundur çocukluğumuzu gencligimizi vs konusuyoruz komsumla...
Izmir hele de Karsiyaka anneannem babaannem dedem derken neler geldi aklıma...
Karşıyaka sahilde yuruyuse cikar pomfrit dedigimiz kizarmis parmak patates alirdik kulah icinde ve kurdanla. Hava sicak imbat eser sokaklar korfez kokar herkes sahilde... Karşıyaka Bostanli arasi ya cadillac vs eski amerikan arabalarindan dolmuslara ya da faytonlara binerdik. Vapur sadece ulasim icin degil keyiftir. Babaannem kuzenimle bana baliklar camasir yikiyor derdi köpükler icin... aksam gevrekciye balkondan sepet sallanir gevrek yenir cayla... anneannem ve balkonu, sepeti... anneannemle arkası yarin dinlerdik radyoda, dikis diker, tigla zincir ceker, dugme dizer, beraber kartalaç yapar yerdik yogurtla... arka balkona kumrular gelir guguguk ne yersin kumrucuk derdi anneannem... apartmanin kapicisi olmaz merdivenleri yikayan kadini olurdu cali supurgesi ile... kucuk avcidan kahve alirdik... 06 pastanesinde dondurma yerdik... bostanli kopru duragindaki evinde deredeki kurbagalar oterdi tum gece... babaannemin findikli kurabiyeleri vardi... babaannemlerde tv karsisinda buz pateni katerina witti izlerdik ailecek. Babaannem yemekten sonra gaz sobasinin ustune meyve kabuklari koyardi. Beraber kumas ve seramik cicekler yapardik. Babaannemin pencereleri yukari dogru surguluydu... gonglu saati vardi... tavuklu da calar saati... babaannemin sardunyalarindan kendimize tirnak yapardik. Anneannemin sofrasini zeytinini cayini kizarmis ekmegini en luks restorana degismem. Muzo dedemin daktilosunda yazi yazardim... teknoloji pek yoktu ama mutluyduk o zaman. Cocuklarimiza anlatacak seylerimiz vardi...
Huzur vardi... en huzursuz senelerde bile 80ler vs
#izmir #karsiyaka #35.5 #80ler #70ler #nostalji #cocuklugum #huzur

17 Mayıs 2016 Salı

ENA FARMA ile Sağlıklı Yarınlar BLOGGER ETKİNLİĞİ

Sevgili blogger arkadaşım Şafak ile 26 Şubat tarihinde Hidiv Kasrı'nda bir etkinlik düzenledik.
Firma, aile dostlarımız Meryem Özselanik ve Seçkin Özselanik'in kurmuş olduğu Ena farma idi.
Siz, firmayı hele de anneyseniz Cold-mix adlı ürünü ile tanıyor olabilirsiniz.
Meryem'le bir kış tatilinde kaldığımız otel lobisinde tanıştık. İkimizin oğulları da aynı yaşta ve ikimiz de aktif kadınlarız. Bir yandan eşlerimizi beklerken çocuklarımızla ilgileniyor, bir yandan da telefondan işlerimizi idare ediyorduk. Çay alırken yan yana geldik ve bitki çayı ile ilgili bir yorum yaptım. O da doğrusunu anlattı. Ardından kaynaştık ve ailecek dost olduk.
Meğer bitkilerle ilgili muhteşem bilgilere sahip ve bu konuda bir firma açmış bir kadına rastlamışım.
tanıştığımız ve çocukların kaynaştığı an




O günden sonra ne zaman bitki ile ilgili aklıma takılan bir soru olsa ona danıştım. Önceden de şanslıydım; çünkü annem eczacı olduğu için zaten danışacağım bir kimse vardı. 

Halkımız ise çok hassas ve riskli bir konu olan bitki kullanımını masum sanıyor ve bilinçsizce çaylar vs. tüketiyor.
Oysa bitkilerin nasıl, ne şekilde işleme tabi tutulması, nasıl ve kimler tarafından tüketilmesi gerektiği, yan etkileri vs. çok ciddi konular.
Ülkemizde insanların zayıf noktaları kullanılıyor (zayıflama isteği, çocuk isteği vs. ) ve gerek medya, gerek aktarlar yanlış yönlendiriyor ve para için insanların sağlığı ile oynuyorlar.

Etkinlik bu sebeple çok önemliydi. Sadece firmanın ürünleri hakkında değil, fitoterapi ve çaylar hakkında da bilgi sahibi olduk. Bloggerlara bu konuda çok iş düşüyor. Hele de anneler blog okuyarak, yorumlara bakarak çok bilgi sahibi oluyor. Yanlış bilgilerle insanların sağlıkları ile oynamak çok kolay ve istemeden de olsa bu son hızla yayılabiliyor.

Etkinliği planlarken annelerin çoğunlukta olduğu bir grup bloggerı davet ettik ve rahatça dinlemeleri için elimizden geleni yaptık. Bunun için Ena farma yetkililerine sonsuz teşekkürler. Hidiv Kasrı'nda çocuklar için özel bir bölüm yok; ama firma bizim için bir salon daha kiraladı ve orada animatörler eşliğinde çocuklarımız için bir etkinlik daha planladı. Onlar eğlenirken, biz de rahatça anlatılanları dinleyebildik. Pazarlama Müdürü Öney Bey'e tüm emekleri için teşekkürler.









Gelelim Fitoterapiye... Fitoterapi nedir?
Hastalıklardan korunmak ve tedaviyi desteklemek amacı ile tıbbi etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış bitkiler, onların etkin maddelerini taşıyan kısımları ve bunlardan hareketle hazırlanarak standardize edilmiş farmasotik formlar (tablet, kapsül, şurup ) ve bitkisel tıbbi ürünler kullanarak yapılan uygulamadır.

Son yıllarda Fitoterapi ve doğal tedavilere bir yönelim ve tercih söz konusudur.
Başlıca nedenleri ise;
      Kişilerin hastalıklardan korunmak ve kaliteli yaşamak adına bilinçlenmesi ve doğala yönelmesi.
      Ülkelerin; sağlık harcamalarının artması sebebiyle halkı bu tarz ürünleri kullanmaya teşvik etmesi.
      Fitoterapötiklerin uygulanan tıbbi tedavinin yan etkilerini azaltarak yaşam kalitesini artırması
      Birçok etkinin bir arada olması (antiviral, antibakteriyal, dekonjestan)
      Organizma fizyolojisi ile daha kolay uyum sağlaması
      Minimum yan etki profilinin olması
      Organizmada daha uzun süreli kalıcı etkiler oluşturması

Neler öğrendik:




  • Mesela tıbbi papatyanın tüm dünyada sadece Mısırda yetiştiğini öğrendik ve mayıs ayında toplandığı için Mayıs papatyası dendiğini
  • Kafur'un zararlı olduğunu hele de alerjik astımı olanlarda krizleri tetiklediğini. 
  • kafur içeren Vicks gibi ürünlerin ayak altına vs sürülmemesi gerektiğini. Evet öksürüğü kesebilir ama istenilen öksürüğün kesilmesi değil şiddetinin ve sıklık süresinin azaltılması imiş. Yoksa ifrazatı atamıyor vücut
  • bit tokaları ve rozetlerinin kafur içerdiği için aslında yasaklandığını
  • aktarlardan değil, eczanelerden bitki alınması gerektiğini
  • bitin insanın kendi vücudu tarafından üretildiğini, tıpkı suda üreyen bakterilerden sinek oluşumu gibi...pislikten oluşmadığı bilakis temiz saç derisine kancalarını daha kolay atabildiğini. Oksijen ile beslendiği için silikon içeren Bitrin ile havasız kalıp öldüğü ama diğer ilaçların böcek ilacı içerdiğini
  • Dereotunun kalsiyum içerdiği için sütü arttırma etkisi olduğunu
  • Bitki çaylarının demleme usulünün değiştiğini: Yaprak ve kök bitki olarak ikiye ayrıldığını. Yaprak bitki çaylarının denlendiği ama kabuk gibi kök olanların kaynatılmadan etken maddesinin çıkmayışını
  • Ihlamurun sadece çiçek olarak demlenirse boğaza öksürüğe vs iyi geldiğini. Yapraklarının sadece ishali kesmek için kullanıldığını ve birlikte demlenirse boğaz için gereken etkinin yok edildiğini
  • Kuşburbunun esas renginin kırmızı olmadığını, renk vermek için kuşburnu çaylarına hibiskus (bamya çiçeği) eklendiğini
  • Uçucu yağlar içeren bitkilerin demlenirken tepesine kapak konması (en azından bir çay tabağı) ve içmeden önce kapağı sıyırarak kapağa yapışan esas maddesinin tekrar çaya geçmesi gerektiğini 
  • piyasadaki çoğu yağın, esas maddesinden çok başka yağlar katılarak şişelendiği için ucuza satıldığı ve işe yaramadığını
  • Carven ve cold-mix adlı ürünlerin sadece burun açmak ve öksürük için olmadığını, bağışıklık sistemine dokunmadan antibakteriyel ve antivirutik etkisi de olduğunu
Firmanın ürünlerini kurucusu Meryem Özselanik ve ürün Müdürü İlknur Demiray'dan tek tek dinledik, elden ele inceledik, denedik ve sonrasında da bize verilen numuneler sayesinde kullanmaya başladık ve hatta çevremize anlatır, denetir olduk.
Geri bildirimler müthişti.

Meryem'in kendisinin de anne oluşu ve ürünleri çocuklarının ihtiyaçları nedeni ile çıkarışını, hikayeleri ile dinlemek daha samimi ve güven telkin edici bir ortam oluşturdu. 






Firmanın ürünlerini ise size tek tek yazılar halinde anlatacağım
diğer yazılarımda detayları okumaya devam edin:) lütfen








zarif hediyelerimiz


Teşekkürler Enafarma...
katılan blogger arkadaşlarımıza da ayrıca teşekkürler

Fatma Doğan                                 http://sosyalannem.blogspot.com.tr/
Nihan Keçeci                                 http://www.sansbocegi.com/
Filiz Şahin                                 http://makyajkelebegi.blogspot.com.tr/
Şafak Karadeniz                         http://www.safagindunyasi.com/
Şebnem Kayaol                         http://www.alisverismakyaj.com/
Filiz Özant                                 http://www.keyiflikadin.blogspot.com.tr/
Yasemin Özer                                 http://biricitinyeri.blogspot.com.tr/
Esra Hanedan                                 http://kiriksemsiye.blogspot.com.tr/
Filiz Çatalkaya Orhan                     http://filizza.blogspot.com/
Elmas Gelincik                         http://elmasgln.blogspot.com.tr/
Ahu Demirli                                 http://www.ahudemirli.com/
Seyhan Tavaşoğlu                        http://defnenil.blogspot.com.tr/
Çiğdem Kesik                                 http://makyajlikareler.blogspot.com.tr/
Nüket Tuzcuoğlu                         http://atolyenott.blogspot.com.tr/
Kakulenin Bebekleri                 http://www.kakuleninbebekleri.com/
Jale Güney Sun                         http://jaleceanne.blogspot.com.tr/
Esra Eba http://ebadesignshop.blogspot.com.tr/
Noni Akgüngör http://www.nonim.blogspot.com.tr/








17 Mart 2016 Perşembe

Dikkat!!! 14 Mayıs Cumartesi Günü Çocuklara Abla/...


Dikkat!!! 14 Mayıs Cumartesi Günü Çocuklara Abla/ Abi Olmaya Gidiyoruz

Çocuk severiz değil mi? Ama kendi çocuğumuzu. Başkasının çocuğuna gelince hep uzaktan sevmeler söz konusu olur. Bir kadın yüreği daha yumuşaktır çocuklara karşı.Çünkü iç güdüsel bir duygusu vardır kadının. Erkek baba olmadan çocuğun anlamını anlayamıyor. Fakat bazı erkeklerde de her zaman bir çocuğa karşı şefkat vardır.




Asıl konumuz bu değil aslında... Biz Bloggerlar olarak 14 Mayıs 2016 Cumartesi günü saat 9.00-11.00 arası Küçükyalı İstanbul Çocuk Esirgeme Kurumu' nu ablalar ve abiler olarak ziyarete gidiyoruz. 

Oradaki çocuklara bir günde olsa abla ve abi olarak destek olmak istiyoruz. Aramızda yer almak isteyen olursa bizlere desteklerini esirgemeyeceklerinden eminim. Çocuklar için hep beraber taşın altına elimizi koyalım derim. Onlarda bizim çocuklarımız.

Ülkemizin her bir karışında yer alan çocuklar hepimizin çocuğu. Çocuklarımıza sahip çıkarsak geleceğe daha iyi bakabiliriz. Daha umutlu daha sevgi dolu bir dünya için önce çocuklarımızı sevmeliyiz.

14 Mayıs 2016 Çocuk Esirgeme Kurumu ziyaretimizde bireysel ya da kurumsal olarak katılım sağlamak isteyen herkesi aramızda görmek bizleri ve çocuklarımızı mutlu edecektir.

Katkıda bulunmak isteyenler çocuklar için;

Kıyafet

Temizlik malzemesi

Kırtasiye gereçleri

Oyuncak

Kişisel bakım malzemeleri

Yiyecek ve gıda malzemeleri gibi ihtiyaçları olan her türlü malzeme için bizlerle iletişime geçmesi yeterli olacaktır.

Bir çocuğu da siz sevindirin ve o çocuğun gülüşünden içinize mutluluk aksın. 

Bana ozelden de yazabilirsiniz
melistezcan@gmail.com


5 Mart 2016 Cumartesi

Anneannem mavis Pakom

Canim anneannem mavisim cocuklugum 41 senedir yedigim ictigim ennnnn guzel sofranin sahibi Pakom nur icinde yat
Bizi biz yaptigin icin tskrler
Dun anneannemin ölüm yld idi bugun de defnedildigi gün kuzenim fikir verince ilk defa helva yaptım Allah kabul etsin
Gercek ist hanimefendisi
Guzel ozel kadin cenazesi bile ozeldi
Seveni cok cunku kalp kırmaz hatirsinastir isyankar degildir. Kanepeye mahkum bir hayat sürdüğünde bile hic isyan etmedi etrafina hep nese saçtı
Cenazesi de kahkalarla süslü puslu bakımlı gecti haliyle...
Sesini cok ozledim ama hala hatirliyorum. Kokusunu ellerini ozledim. Bir video kaydi var acil onu bulmaliyim. Ruhun sad olsun


4 Mart 2016 Cuma

MASALCI MELO


Opera mezunu bir anneyim ama mesleğimi yapmıyorum
O zaman sesimi ve eğitimimi faydalı bir amaç için kullanayım dedim

Oğlum ve diğer küçükler için masallar
Artık canlı canlı masal okumaya başladım
Sadece gece oğluma okumak yerine masalcı teyze kıvamında Masalcı Melo oldum ve tüm çocuklara okumaya başladım
4 adet de kendi uydurduğum masalım var ileride onları da anlatacağım sizlere

29 Şubat 2016 Pazartesi

Yeni yarınlara doğru beyaz bir sayfa

Düşündüm taşındım bu birkaç gün bana çok faydalı oldu. Her yaşadığımızda bir cevher gizli ne de olsa...
Gözardı ettiğim bazı şeyler vardı ki bir anda daha netleşti bu aralar...
Hayatımda yeni bir sayfa açmaya karar verdim.

  

İnsan istemeden de olsa hataya düşüyor. Kaç yaşına da gelse akıllanamayabiliyor, yaşadıklarından ders alamıyor.

İster dostunuz ister aileniz olsun kimseye yüklenmemek lazım. 
“İnsan eti ağırdır” diye bir laf vardır. Nereye kadar? Sonuçta derdimizi yüklediğimiz kişiler de insan ve ruhsal ve fiziksel tahammül güçleri bir yere kadar. Senin derdin var mı yok mu sormadan, eşine dostuna yüklenmek ne kadar doğru? Yoksa, karşı tarafın iyi niyetini bencilce suistimal etmiş oluyoruz, "hep bana, hep bana" oluyor. 
Ruhumuzu besleyen dostlara bu kadar yaslanmak ne kadar doğru?

İyi günde kötü günde lafı çok da doğru değil aslında. İnsan yalnız doğar, yalnız ölür. Kefene kimseyi koyup götüremeyiz. Ben bu dünyada kendi ayaklarım üzerinde durmalıyım. Günahımla, sevabımla kendi başıma durmalı ve hesabını Allah'a yalnız vermeliyim. Bu sebeple daha güçlü olmaya, başkalarına dertlerimi değil mutluluklarımı anlatmaya karar verdim. Her kim olursa olsun üzmeye, kırmaya, incitmeye hakkım yok. Ben kendim ve çocuğum için varım bu dünyada. Yaşıyorsam, sorumluluklarım var ve bunları kendim sırtlanmalıyım, hatalarım için kendim hesap vermeliyim.
Başka yerlerde kabahat, sebep vs aramaya gerek yok, ne yaşıyorsam kendim hak ettiğim için yaşıyorum. Bazen kaderi kabullenmek, yutmak, sindirmek lazım. Tabi ki güzelleştirmek için çabalamak lazım, o ayrı. 
Güzel bir laf vardır “Mutluluk bir parfüm gibidir. Kendine bulaştırmadan başkalarına veremezsin.” Bunun gibi üzüntüler de sıçrıyor, bulaşıyor, buna hakkım yok. Herkesin kendi dertleri varken bir katman da ben ekleyemem. Bundan böyle her zaman bardağın dolu tarafına bakıp, mutlu olmaya gayret edecek ve sadece mutluluk sıçratacağım inşallah.

Sanırım ben bir kirpiyim.

Çocukken en sevdiğim kitap. Burnunu mazgala sıkıştırınca burnu kanayan kirpiye (o zamanki deyisimle Piğpiye) üzülürmüşüm



Sevimli bir kirpi gibi olmaya gerek yok; için istediği kadar zararsız sevilesi olsa da insanlar sana elini uzatmaya korkmamalı.

İnsanım, hataya düşebiliyorum. Öfkemize üzüntümüze hakim olamayıp, yeter artık deyip patladığımız, öfkemizi kustuğumuz anlar oluyor. Sanırım güçlü kadınların kaderi bu. Fazla doldurunca şişe patlıyor arada, hele de regl öncesi.
Şişemin dibini delmeye karar verdim; başka meşguliyetlerle vs. kendi dertlerimi kendi içimde süzüp yok edeceğim. Böylece dostlarımla daha huzurlu mutlu sağlıklı bir ömür geçireceğim inşallah.
Vira bismillah...