Düşündüm
taşındım bu birkaç gün bana çok faydalı oldu. Her
yaşadığımızda bir cevher gizli ne de olsa...
Gözardı
ettiğim bazı şeyler vardı ki bir anda daha netleşti bu aralar...
Hayatımda
yeni bir sayfa açmaya karar verdim.
İnsan
istemeden de olsa hataya düşüyor. Kaç yaşına da gelse
akıllanamayabiliyor, yaşadıklarından ders alamıyor.
İster
dostunuz ister aileniz olsun kimseye yüklenmemek lazım.
“İnsan
eti ağırdır” diye bir laf vardır. Nereye kadar? Sonuçta
derdimizi yüklediğimiz kişiler de insan ve ruhsal ve fiziksel
tahammül güçleri bir yere kadar. Senin derdin var mı yok mu
sormadan, eşine dostuna yüklenmek ne kadar doğru? Yoksa, karşı
tarafın iyi niyetini bencilce suistimal etmiş oluyoruz, "hep
bana, hep bana" oluyor.
Ruhumuzu
besleyen dostlara bu kadar yaslanmak ne kadar doğru?
İyi
günde kötü günde lafı çok da doğru değil aslında. İnsan
yalnız doğar, yalnız ölür. Kefene kimseyi koyup götüremeyiz.
Ben bu dünyada kendi ayaklarım üzerinde durmalıyım. Günahımla,
sevabımla kendi başıma durmalı ve hesabını Allah'a yalnız
vermeliyim. Bu sebeple daha güçlü olmaya, başkalarına dertlerimi
değil mutluluklarımı anlatmaya karar verdim. Her kim olursa olsun
üzmeye, kırmaya, incitmeye hakkım yok. Ben kendim ve çocuğum
için varım bu dünyada. Yaşıyorsam, sorumluluklarım var ve
bunları kendim sırtlanmalıyım, hatalarım için kendim hesap
vermeliyim.
Başka
yerlerde kabahat, sebep vs aramaya gerek yok, ne yaşıyorsam kendim
hak ettiğim için yaşıyorum. Bazen kaderi kabullenmek, yutmak,
sindirmek lazım. Tabi ki güzelleştirmek için çabalamak lazım, o
ayrı.
Güzel
bir laf vardır “Mutluluk bir parfüm
gibidir. Kendine bulaştırmadan başkalarına veremezsin.” Bunun
gibi üzüntüler de sıçrıyor, bulaşıyor, buna hakkım yok.
Herkesin kendi dertleri varken bir katman da ben ekleyemem. Bundan
böyle her zaman bardağın dolu tarafına bakıp, mutlu olmaya
gayret edecek ve sadece mutluluk sıçratacağım inşallah.
Sanırım
ben bir kirpiyim.
Çocukken
en sevdiğim kitap. Burnunu mazgala sıkıştırınca burnu
kanayan kirpiye (o zamanki deyisimle Piğpiye) üzülürmüşüm
|
Sevimli
bir kirpi gibi olmaya gerek yok; için istediği kadar zararsız
sevilesi olsa da insanlar sana elini uzatmaya korkmamalı.
İnsanım,
hataya düşebiliyorum. Öfkemize üzüntümüze hakim olamayıp,
yeter artık deyip patladığımız, öfkemizi kustuğumuz anlar
oluyor. Sanırım güçlü kadınların kaderi bu. Fazla doldurunca
şişe patlıyor arada, hele de regl öncesi.
Şişemin
dibini delmeye karar verdim; başka meşguliyetlerle vs. kendi
dertlerimi kendi içimde süzüp yok edeceğim. Böylece dostlarımla
daha huzurlu mutlu sağlıklı bir ömür geçireceğim inşallah.
Vira
bismillah...