15 Ekim 2014 tarihinde Müge Akay (Med Partners) daveti ile yine bir Henkel markası olan Tursil blogger etkinliğine katıldım. Müge Hn sayesinde daha önce de Pril'in yeni ürünleri ile tanışmış ve oğlumla kurabiye ve yemek yapmıştık iki kere. (http://oncekadinsonraanne.blogspot.com.tr/2014/05/pril-eks-etkinligi.html)
Daha önce jel çamaşır deterjan almış ama pek kullanmamıştım. Yine toz deterjanlarla devam ediyordum.
Etkinlikte pek çok şey öğrendim. Mesela biz kadınlar içimize sinmeyip daha çok deterjan kullanırken, sadece doğayı daha fazla kirletiyoruz. Oysa dozaj için hassas araştırmalar yapılıyormuş hem ekonomi hem de doğayı korumak için...
Çoluklu Çocuklu'nun yazarı (https://www.facebook.com/twittercolukcocuklu?fref=ts) İpek Süer, ambalajdaki minik farkların bile doğa için ne kadar önemli fark yarattığını söyleyince dikkatimi çekti. Eve getirip kullanırken bu dozajlamaya dikkat ettim.
Ambalajların değerlendirilmesine de değinildi. Bir anne (Soran Anne: https://www.facebook.com/soran.anne.5?fref=ts) belli bir miktar ambalaj toplayana bir hediye vs gibi özendirici ve doğayı korumaya yönelik bir kampanya önerdi.
Ben de herşeyi okullarında ve evinde değerlendirdiğini, paket iplerini bile sakladığını ve değerlendirdiğini (ki doğumgünü hediyesinini iplerini de sakladı:) söyleyen Neşe Hanım'a şöyle bir şey önerdim: Okullarından birinde düzenleyeceği, boş Tursil şişelerinden anne-çocuk birlikte yapılacak bir el işi blogger etkinliği. Umarım bu tür bir etkinlik olur da oğlumla katılırız.
Türk toplumu olarak "ELALEM"e çok önem veriyoruz. Bu sebeple de çamaşırın beyazlığı, komşuyla rekabet, adeta temizlik kanıtı olan koku ne çok önem taşıyor Türk kadını için bunu konuştuk.
Benim için elalemin hiç önemi yoktur. Bir kitapta okuduğum gibi 10 sene sonra perdelerimi kimse hatırlamayacak; ama yetiştirdiğim çocuğu veya yaptığım bir sosyal sorumluluk projesini hatırlayacak. Zamanımı bu tür daha önemli şeylere harcamayı yeğliyorum. Varsın çamaşırım bilmem kim hanımınkinden daha beyaz olmasın.
Bu sebeple benim için deterjanın pratik olması, ekonomik olması, dozajı, kullanım kolaylığı, lekeleri tek hamlede çıkarması önemli, bana zaman kazandırması önemli.
Orada neden onların firmasının leke çıkarıcı ayrı bir ürünü olmadığını sordum ve buna gerek duymadıklarını, deterjanlarının bu işi yeterince iyi yaptığını belirttiler.
Ben de senelerdir leke çıkarıcı da kullanmama ve her çamaşırıma mutlaka eklememe rağmen onsuz denedim ürünü. Veeee sonuç başarılıydı.
Oğlumun bebekliğinden kalma 5 senelik beyaz örgü hırkaları yıkadım (sandık lekesi vardı) buna rağmen güzelce temizlendiler hem de aşırı deterjan eklemeden...
(Denemeden blog yazımı yazmak istemedim)
Bu etkinlikte üstelik tescilli güzelimiz Neşe Erberk ile tanışma fırsatını elde ettim.
Kendisi beklediğimden de güzelmiş meğer. Sadece dışı değil, içi de güzelmiş.
Son derece mütevazi, sıcakkanlı, cana yakın, ilgili ve çokkkk güzel ve genç. Neşe hanımın o gün doğumgünüydü ve yaşını hiççç göstermiyor içinin canlı genç ruhu dışına da yansımış.
Eve gittiğimde araştırınca gördüm ki Robert Kolej mezunuymuş. O zaman anladım ki o sebeple kendime yakın buldum kendisini; çünkü Amerikan okullarında hatta genel olarak yabancı kolejlerde bize (ben de Üsküdar Amerikan mezunuyum) verilen "elaleme değil" kendi işine odaklan, ne yaparsan yap en iyisini yapmaya gayret et felsefesini o da taşıyor.
Ayrıca bu etkinlikte bir ilk yaşadım. İlk defa bloggerları tek tek tanımak isteyen biri oldu. Neşe hanım sordu; biz de tek tek kendimizi tanıttık, o da notlar aldı. Bu sayede diğer blogger anneleri de tanıma ve hayat ve bu ürün hakkında pek çok görüş tanıma fırsatım oldu.
Bu fırsatı bana sunan Müge hanıma teşekkürler. Daha nice etkinliklerde görüşmek dileği ile...
Basın Bültenimizden:
Daha önce jel çamaşır deterjan almış ama pek kullanmamıştım. Yine toz deterjanlarla devam ediyordum.
Etkinlikte pek çok şey öğrendim. Mesela biz kadınlar içimize sinmeyip daha çok deterjan kullanırken, sadece doğayı daha fazla kirletiyoruz. Oysa dozaj için hassas araştırmalar yapılıyormuş hem ekonomi hem de doğayı korumak için...
Çoluklu Çocuklu'nun yazarı (https://www.facebook.com/twittercolukcocuklu?fref=ts) İpek Süer, ambalajdaki minik farkların bile doğa için ne kadar önemli fark yarattığını söyleyince dikkatimi çekti. Eve getirip kullanırken bu dozajlamaya dikkat ettim.
Ambalajların değerlendirilmesine de değinildi. Bir anne (Soran Anne: https://www.facebook.com/soran.anne.5?fref=ts) belli bir miktar ambalaj toplayana bir hediye vs gibi özendirici ve doğayı korumaya yönelik bir kampanya önerdi.
Ben de herşeyi okullarında ve evinde değerlendirdiğini, paket iplerini bile sakladığını ve değerlendirdiğini (ki doğumgünü hediyesinini iplerini de sakladı:) söyleyen Neşe Hanım'a şöyle bir şey önerdim: Okullarından birinde düzenleyeceği, boş Tursil şişelerinden anne-çocuk birlikte yapılacak bir el işi blogger etkinliği. Umarım bu tür bir etkinlik olur da oğlumla katılırız.
Türk toplumu olarak "ELALEM"e çok önem veriyoruz. Bu sebeple de çamaşırın beyazlığı, komşuyla rekabet, adeta temizlik kanıtı olan koku ne çok önem taşıyor Türk kadını için bunu konuştuk.
Benim için elalemin hiç önemi yoktur. Bir kitapta okuduğum gibi 10 sene sonra perdelerimi kimse hatırlamayacak; ama yetiştirdiğim çocuğu veya yaptığım bir sosyal sorumluluk projesini hatırlayacak. Zamanımı bu tür daha önemli şeylere harcamayı yeğliyorum. Varsın çamaşırım bilmem kim hanımınkinden daha beyaz olmasın.
Bu sebeple benim için deterjanın pratik olması, ekonomik olması, dozajı, kullanım kolaylığı, lekeleri tek hamlede çıkarması önemli, bana zaman kazandırması önemli.
Orada neden onların firmasının leke çıkarıcı ayrı bir ürünü olmadığını sordum ve buna gerek duymadıklarını, deterjanlarının bu işi yeterince iyi yaptığını belirttiler.
Ben de senelerdir leke çıkarıcı da kullanmama ve her çamaşırıma mutlaka eklememe rağmen onsuz denedim ürünü. Veeee sonuç başarılıydı.
Oğlumun bebekliğinden kalma 5 senelik beyaz örgü hırkaları yıkadım (sandık lekesi vardı) buna rağmen güzelce temizlendiler hem de aşırı deterjan eklemeden...
(Denemeden blog yazımı yazmak istemedim)
Bu etkinlikte üstelik tescilli güzelimiz Neşe Erberk ile tanışma fırsatını elde ettim.
Kendisi beklediğimden de güzelmiş meğer. Sadece dışı değil, içi de güzelmiş.
Son derece mütevazi, sıcakkanlı, cana yakın, ilgili ve çokkkk güzel ve genç. Neşe hanımın o gün doğumgünüydü ve yaşını hiççç göstermiyor içinin canlı genç ruhu dışına da yansımış.
Eve gittiğimde araştırınca gördüm ki Robert Kolej mezunuymuş. O zaman anladım ki o sebeple kendime yakın buldum kendisini; çünkü Amerikan okullarında hatta genel olarak yabancı kolejlerde bize (ben de Üsküdar Amerikan mezunuyum) verilen "elaleme değil" kendi işine odaklan, ne yaparsan yap en iyisini yapmaya gayret et felsefesini o da taşıyor.
kız bebek mandal torbamıza da bayıldım |
ist trafiğinden baştaki resme yetişemedik |
Bu fırsatı bana sunan Müge hanıma teşekkürler. Daha nice etkinliklerde görüşmek dileği ile...
Basın Bültenimizden:
Geliştirdiği
yeni formüller ve inovatif ürünlerle hanımların ev işlerindeki
en büyük yardımcısı konumundaki Henkel, yeni nesil çamaşır
deterjanı Tursil Power Jel’i blogger’lara tanıtmak üzere,
marka yüzü Neşe Erberk ile birlikte keyifli bir organizasyona imza
attı. 15 Ekim 2014 Çarşamba günü, Neşe Erberk’in sahibi
olduğu Etiler’deki Özel Neşe Erberk İlköğretim Okulu’nda
düzenlenen etkinlikte biz blogger’lara, Tursil Power Jel’in hem
renklilerde hem de beyazlarda ortaya koyduğu güçlü performans
anlatılırken, çocuk sağlığı ve hijyen konularında da bilgiler
verildi.
İstanbullu
blogger’lar olarak Tursil’in
marka yüzü Neşe
Erberk
ile keyifli bir organizasyonda bir araya geldik. Tursil
markası
ile birlikte bizleri son derece iyi ağırlayan Neşe
Erberk,
3 çocuk annesi bir kadın ve Joyfull House Yetenek Geliştirme
Merkezleri’nin sahibi deneyimli bir eğitimci olarak Tursil
markasının hayatını nasıl kolaylaştırdığını anlattı.
Erberk;
“Çamaşırların temizliği ve hijyeni benim için çok önemli.
Evde olduğu gibi eğitim verdiğimiz okullarda da bu konuya büyük
özen gösteriyorum. Bir iş kadını, aynı zamanda ev işlerini
kendisi yapan bir anne olarak Tursil
Power Jel’in
gücünü hem evde hem de işte yanımda hissediyorum. Tursil
Power Jel,
renklilerde ve beyazlarda harika sonuç veriyor.” dedi. Etkinlikte
söz alan Tursil
Marka Müdürü Pırıl Unutkan ise
“Temiz ve mis gibi kokan çamaşırlar, tüm hanımların gurur
kaynağı… İster ev hanımı ister çalışıyor olsun, hanımlar
çamaşırda kusursuz temizlikten ve temizliğin çiçek kokusundan
vazgeçmiyor. Henkel,
olarak biz de Tursil
Power Jel
ile hanımların çamaşırda tüm beklentilerine cevap veriyoruz.”
şeklinde konuştu.
Tursil
Power Jel ile hem renklilerde hem beyazlarda mükemmel temizlik…
Tursil
Power Jel,
hem renklilerde hem de beyazlarda gücünü gösteriyor. İçerdiği
optik beyazlatıcılar sayesinde renklileri ağartmadan pırıl pırıl
yaparken, beyazlarda da üstün performans sağlıyor. Böylece
hanımlar, renklilerde ve beyazlarda aynı deterjanı kullanmanın
rahatlığını yaşıyor. Tursil
Power Jel,
sevilen leylak ve taze kır çiçeklerinin kokularını da doğadan
çamaşırlarınıza ve evinize getiriyor. Ürün, sıvı formülü
sayesinde çamaşır makinesinde toz deterjanların bıraktığı
gibi kalıntı bırakmazken, çamaşırlar üzerinde toz kalıntısı
problemini de ortadan kaldırıyor.
Henkel dünya
çapında Çamaşır ve Ev Bakımı, Beauty Care ve Yapıştırıcı
Teknolojileri olmak üzere üç iş biriminde lider markalar ve
teknolojilerle faaliyet göstermektedir. 1876 yılında kurulan
Henkel, Persil, Schwarzkopf ve Loctite gibi tanınmış markaları
ile faaliyet göstermekte ve hem tüketici ürünleri hem de
endüstriyel alanda, global olarak pek çok pazar liderliği
bulunmaktadır. Tüm dünyada yaklaşık 47.000 çalışanı bulunan
Henkel, 2013 mali yılında 16 milyar 400 milyon Euro’luk satış
ve 2,5 milyar Euro’luk faaliyet karı gerçekleştirmiştir. Henkel
imtiyazlı hisse senetleri, Almanya DAX borsa endeksine kayıtlıdır.