Mezzokate

Mezzokate

Blogroll

Her Hakkım Saklıdır® Bu blogdaki tüm haklar Melis Tezcan'a (öncekadınsonraanne) aittir, kendisinden izin almadan!!! ve kaynak göstermeden gerek metinsel gerekse görsel dökümanların kopyalanması, kullanılması ve yayınlanması yasaktır. Aksi halde yasal yola başvurulacaktır.

8 Ekim 2012 Pazartesi

Dukan maceram ikinci round, zayıflamaya devam, artık SADECE ŞİŞMANIM




Dukan maceram devam ediyor.
Bir süre sapıtıp homini gırtlak yedikten sonra tekrar yola girdim. 22 Ağustos (harika bir bayram yemeğinden sonra) tekrar başladım. Bu sefer eskisi kadar hızlı gitmiyor. Tekrar 10 gün atak yapmama rağmen…
Ama bir aydan kısa bir sürede 3,5 kg verdim. Hatta 22 Ağustostan bu yana 4,5 kg ile şu an 24 kg oldu bile.
Artık 42 beden pantolon giyebilir hale geldim. Artık vücut kitle endeksi bana ikinci derece obez demiyor; sadece şişman diyor. Normal de olacağım inşallah.
Evlendikten sonra 45 kg aldığım için daha yolum uzun; ama pes etmek yok.


Bu resme blogcu bir anne arkadaşımın sayfasında rastladım (http://yerdenuzak.blogspot.com/2012/09/yeni-bir-baslangc-daha.html) benim duygularımı tarif ediyor diye atladım hemen. O da www.polyvore.com'da bulmuş bu resmi.

Bir türlü yeni yazı yazamıyordum. Bu gece bir dostumun bana yolladığı bir video harekete geçirdi beni: http://www.youtube.com/watch?v=gegVePV7AWc&feature=share Hatta öyle etkilendim ki Facebook’ta şunu yazmadan edemedim: Bunu benimle paylaşan kardeşim Andre'ye sonsuz teşekkürler. Gece gece ağlattı beni. Şişman olduğun için acı çekip, aşağılanmayı da farklı bir sese sahip olduğun için hayran kalınıp takdir edilmeyi de gayet iyi biliyorum, her iki duyguyu da yaşadım. Zayıfken bile sırf hazırlıksız, doğaçlama girdiğim konservatuar sınavında önce dalga geçilip ciddiye alınmayıp şarkı söylemeye başlayınca insanların bakışının nasıl değiştiğini bizzat yaşadım. Kilolu olduğu için dalga geçilen pek çok arkadaşımın şarkı söylemeye başladığı anda nasıl etrafındakileri hayran bıraktığını, ayakta alkışlandığını da gördüm. Lütfen insanlara önyargı ile yaklaşıp sadece fiziksel görünümüne göre davranıp onları kırmadan önce tekrar düşünün. Onları kırarak içlerindeki cevheri köreltiyorsunuz. Herkesin!!! olağanüstü olan bir yanı vardır; lütfen ağzınızı açmadan, gözlerinizi devirmeden, kikirdeşmeden önce bir kez daha düşünün.”

Susan Boyle'un bu videosunu da (http://www.youtube.com/watch?v=g0I7M_I1Fp0&feature=relatedseyredin ve bir kez daha düşünün kimlere önyargı ile yaklaşıyorum diye. Yine beni hüngür hüngür ağlattı.
Ve daha sonra da lütfen bu videoyu seyredin. (http://www.youtube.com/watch?feature=endscreen&v=9o8PgJPUjfo&NR=1)
47 yaşında hayallerinin peşinden giden bir kadının hayranı olduğu sanatçı ile (ki ondan daha güzel söylüyor) düet yapabildiğini; hayran olduğu aktör şarkıcının onu ziyarete gidişini, erkek gibi gözüktüğü için alay konusu iken bir iki dokunuşla kadınsı güzelliğinin ortaya çıktığını, hiçbir şey için geç olmadığını, insanların önyargıları ile başkalarını nasıl kabuklarına hapsettiğini görün. Kabuğunuzu kırmak sizin elinizde...
Bu da hayallerini gerçek oluşunun özeti (http://www.youtube.com/watch?v=-_-EntHb5TM&feature=related)
Bu videodan sonra klinik psikolog kardeşim Mine Hasırcı'nın bir yazısını tekrar paylaşmam gerektiğini hatırladım. Çünkü konuya cuk oturuyor. http://www.minehasirci.com/2012/09/mukemmel-olma-ihtiyac.html

Düşününce öyle çok kez yaralandım ki bugüne dek. Üstelik çoğu zaman obez değil; hatta şişman bile değildim: Sahneye tayt ile çıkacağım zaman beni şişman sanan (ki oldukça zayıfmışım, hani sizin fıstık sandığınız fotolardaki ben) hocam koreografiyi değiştirmişti. Çalıştığım yerde neler işitmedim yıllarca “odaya girince yer sarsıldı”, “öğle yemeğine niye gidiyorsun ihtiyacın yok”, “o kadar yağım olsa ben de üşümem” daha neler neler. Zayıfladığım zaman da aman geri alma diye ihtarlar. Tezgahtarlar sizi kale almaz şişmansanız, size olmaz derler, bazen pek ilgilenmezler. Kime ne???? Ama insanın bir yerinde o çakılan çivi gibi sözlerin izi kalıyormuş demek…
Hani geçen yazımda (http://oncekadinsonraanne.blogspot.com/2012/07/sana-ne-oldu-diyenlere-dukan-sayesinde.htmldemiştim ya tv seyrederken, sokakta zayıf birini görsem zayıf oluşunu düşünüyorum; ama ters tepiyor yiyorum diye… Şimdi de tam tersi: bir dizide veya sokakta şişman birini görsem, yanına yanaşıp/mail atıp “bu rejimi dene, ben bile yapmayı başardım, en azından sağlığın iyiye gidiyor, rahatlıyor vücudun, dolayısı ile hayatın” diyesim geliyor. Demiyorum tabi; çünkü incitme riskim var. Saba Tümer’de 18 ayda 78 kg veren Efsane Gürsel ile ilgili bir program izlemiştim aylar önce. Saba Hn kızın eski resimlerine bakıp Efsane Hanımın yanında öyle bir gülüp eski haliyle dalga geçmişti ki  içim acımıştı. Çünkü o programı izlerken hala şişman olan ve o eski resimlere benzeyen kişiler vardı mutlaka ve o sözler, gülüşmeler onları yaralamıştır.

Dukan benim babamın oğlu değil; ama eskiden 20 kilo vermemi sağlayan Dr. Osman Bulutlar’ın rejim mantığına çok benziyor ve bu tür rejimler bana çok uyuyor.

Bu resmi geçen gün buldum ve dehşete kapıldım. Ailem de beni o halde hatırlamıyor ama gerçek; insan sevince gözünü kör ediyor demek ki. Photoshop vs yok. Özellikle gelini de gösterdim ki aramızdaki farkı görebilin diye, kollar neredeyse iki katı. Ben ben olmaktan çıkmışım meğer. İşte bu yüzden kimse beni şişman veya zayıf halime göre tanıyor ve diğerini tanıyamıyor.
Zayıf halimi bilen komşum beni şişman halimle tanımamış ve ilk defa karşılaştığımızı sanmıştı, şimdi sporda yine tanıyamadı:)
Geçen ay başka bir komşu sesimden tanıdığını söyledi:)
İki yeni yazı ile tekrar beraberiz: Biri “ne yaşıyorum ve ne  hissediyorum”, diğeri ise “ne yiyorum” ile ilgili….

Sizlere soruyorum siz hiç şişman oldunuz mu? Hayatında hiç şişman, hele de obez olmamış biri şişman biri nasıl hisseder, düşünür, yaşar bilemez. Evet empati kurabilir; ama taaa ciğerinde hissedemez bir başka şişmanın sıkıntısını.

Aman yanlış anlaşılmasın, şişman olmayan diyetisyenler veya psikologlar yardım edemez demek değil. Tam tersine zayıf olan biri de zayıf olmanın nasıl bir şey olduğunu bildiği için zayıf gibi düşünmeyi öğretebiliyor insana. Benim klinik psikolog olan (http://oncekadinsonraanne.blogspot.com/2012/06/klinik-psikolog.html) kardeşimle ki kendisi manken gibi, kardeşçe sohbetlerimizden bile çok faydalandım ben. Bana maddi manevi destek oldu hep. Evet tanıdığa/aileye terapi yapılamıyor ama ablasına bir kadın, bir kardeş olarak çok destek oldu, motive etti; haydi diye iteledi, rejimi savsakladığım zaman tekrar bir tarih belirlemem için destekledi.
Rejime ilk başladığımda kardeşim bana bir kitap almıştı: “Beck Diyet Çözümü” http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=567798
Ben Dukan ve bu kitabı aynı anda, paralel olarak okudum. Birbirlerini destekledikleri için bazen hangisi ne diyordu karıştırdığım bile oldu. Bu kitaptan da çok şey öğrendim, tavsiye ediyorum. Hepsini uygulayabildim mi, hayır ama hatırlamak bile yeter. Benim bu kitaptan hatırladığım en temel iki şey:
  • Biri oturmadan ayak üstü yemek yememek (itiraf ediyorum hala uygulayamıyorum çok ayıp), evin her yerine buzdolabına vs “otur” diye kağıtlar yapıştırttı bana; ama uygulama tembeliyim.
  • Diğeri ise “aklımda kalır deme” deyip neden zayıflamak istediğimi yazıp yanımda taşımamı ve gün içinde birkaç kez hele de kendime yenileceğimi düşündüğüm an açıp bakmamı söylemesi. Bunu hala yapıyor muyum, hayır; ama yapmalıyım. Geçen gün listeyi cüzdanımda bulunca, artık pek çok emelime ulaştığımı gördüm ve sevindim. 
Özel olmayan birkaçını sizinle paylaşacağım belki siz de aynı şeyleri düşünüyorsunuzdur, sizin hazırlayacağınız listeye örnek olur diye… Mesela:
  • Daha sağlıklı oldum (belim daha az ağrıyor, ütü bile yapabiliyorum)
  • Ağrılarım azaldı
  • Çocuğum için daha uzun ömürlü olabilirim demişim (Allah kerim ama adım attım en azından),
  • Daha güzel ve çekici olmak için de bir aşama atladım,
  • Eski kıyafetlerimi ve ayakkabılarımı giymek (hele de topukluları yorulmadan giymek), topuklu ile sahneye bile çıktım dün,
  • Kolayca kıyafet ve ayakkabı bulabilirim (evet artık normal mağazalardan alışveriş edebiliyorum)
  • Daha rahat spor yapmak. 1 Ekim'de tekrar spora başladım:) (iki sene evvel yapamadığım pilates hareketlerini daha rahat yapabiliyorum, elim ve ayağımın kavuşmasına seviniyorum
  • Diabet riskim azalır demişim, sanırım bu riskten uzaklaşıyorum
  • Daha rahat nefes alırım (evet tık nefes olmuyorum)
  • Daha rahat şarkı söylerim (evet artık  bir koroda söylüyorum)
  • Yerden bir şey almak, yere oturup kalkmam kolaylaştı
  • Çoraplarımı rahat giyiyorum
  • Külotlu çorap bulmak ve giymek kolaylaşacak bu kış
  • Tanıdıkların yanında “daha rahat” denize girmek için yazı beklesem daha iyi; ama hiç yoktan iyidir. Gerçi ben en dobiş halimde de denizimden mahrum olmadım, o yüzden “daha rahat” diyorum.
  • Manikür ve pedikürümü kendim yapabiliyorum yine
  • Yüzüklerimi takabiliyorum, en önemlisi de alyansımı
  • Saat bulabiliyor ve takabiliyorum; hatta kayıştan zincir parçası bile çıkardım, erkek saati takmak zorunda değilim. Not: Kadın saatlerinde en büyük www.tchibo.com.tr
    ’da var aklınızda bulunsun
  • Daha önce başardım demişim evet yine başardım
  • Listeye yazmamışım ama beni en çok yaralayan, kamçılayan çocuğumun anneannesi veya babaannesi sanılmam (birkaç kez başıma geldi). Artık annesi olduğum daha aşikâr.

Bu kitabı alın okuyun derim; ama çevrenizde sizi destekleyen sağlam kaynaklar yoksa terapiye de başvurabilirsiniz, utanmayın. Çok büyük paralar değil inanın. Diyetisyene, spora verdiğinizden az veya eşit. Herkesin yanında benim gibi doğru kitabı önerecek, doğru teşvikte bulunacak bir psikolog yok ne de olsa…

Bir dostum bana demişti ki “Sana şişmanlık da yakışıyor diyen senin dostun olamaz, inanma”. Bence de doğru. Evet, ben zayıf veya şişman yine benim; ama şişmanlık kimseye yakışmıyor; sadece içini değiştirmiyor ama hayatını zorlaştırıyor. Değnek gibi olmak değil hedef, sağlıklı bir bedene sahip olmak.

İlk yazımdan bu yana, tanıdık tanımadık bana mesaj atan, arayan pek çok kişi oldu, destek isteyen, öneri isteyen. Herkese dediğim gibi ben doktor, dietisyen veya psikolog değilim. Ancak kendi deneyimimden yola çıkarak kendi yediklerimi örnek göstererek öneride bulunabilirim; ama arkadaş olarak manevi destek olmaya çalışırım dedim arkadaşlarıma. Çünkü biliyorum ki pek çok insan benim gibi birine hesap vermedikçe veya para vermedikçe kendini hizaya sokamıyor. Bu sefer kendi kendimeyim bu macerada; ama aslında değilim de: Beni örnek alan, benimle rejim yapanlar oldukça ben de kaçamak yapamıyorum, kötü örnek olmayayım diye. Bazen yakın arkadaşlarımı arayıp ya da mesajlaşıp nasıl gidiyor diye sorup vicdanının sesi olmaya çalışıyorum. Çünkü anca beraber kanca beraber… Hatta annesi, eşi vs kitabı alıp da yap diye yalvarmasına rağmen yapmayan kimselerin, yazımı okuduktan sonra, güç alıp "ben neden başaramayayım" diyerek, kendilerini o kısırdöngüden çıkarıp rejime niyet etmelerine vesile olmak benim en büyük mutluluğum. Hiçbir kar amacı olmadan; sadece birilerinin daha depresiflikten uzak, sağlıklı yaşama yakın bir hayata adım atmasını görmek ne güzel. Daha da komiği, çok yakın dostum yazımı okuyunca sigarayı bırakmış, kendi iradesine hakim olabilmek için. "Bu da yazının yan etkisi olsa gerek" dedik, güldük, hep ilaçların olacak değil ya:))

Bir de lütfen bir doktora danışın. Ben hem bir aile hekimine, hem de dahiliye uzmanına danışıyorum. Hele de diabet, yüksek tansiyon vs gibi özel bir durumunuz varsa, ilaçlarınızın dozunun ayarlanması gibi konularda MUTLAKA doktor yardımı almalısınız. Kendi kendinize yapacağınız bir rejim hayatınızı riske atabilir. Annem diabetik olduğu için biliyorum, yaşadık. İlaç dozu ayarlanmaz ise şekeriniz risk derecesinde düşebilir. İlacın dozu yüksek karbonhidrat aldığınız varsayılarak veriliyormuş. Değil dukan herhangi bir karbonhidrat yoksunu (veya azaltılmış) rejimde bu ilaç dozu bu sefer size fazla gelir ve doktorunuz azaltmalı imiş. Pek çok  doktor zaten rejim yapıp zayıflayarak sağlığına kavuşmayı, ilaçlara nazaran daha faydalı buluyor. Ne de olsa ilaçların yan etkileri olabiliyor. (Aman bu da yanlış anlaşılmasın, ilaç lazım, kesmek yok; ama dozunu doktor bilir ve ayarlayabilir) Doktor takibinde olmayı unutmayın. Örneğin dayım çok kısa bir sürede (ödem veya değil) çok kilo verince doktoru (kendisi değil!) insülin alımını durdurmuş; çünkü şeker seviyesi iyi bir seviyeye gelmiş.

Bu rejimin bir başka sıkıntısı ise şu: Kabızlık. Hele de atak evresini uzun yapanlarda kaçınılmaz oluyor. Bağırsak probleminiz varsa bir gastroenterlogdan yardım alın. Bir arkadaşım 10 gün atak yapınca 9. günde hastaneye gitmek zorunda kaldı; çünkü bağırsak problemi varmış. Şimdi doktor kontrolünde tedavisine de devam ediyor, zayıflamaya da. Kabızlık problemi için su içmek, seyir evresinde sebze yemek, lifli yemek, yulaf kepeğini ihmal etmemek çok önemli.

"Su içmezsen yapma bu rejimi" diye bas bas bağırıyor adam kitabında. Doktora sordum üre yükselebilir dedi. Fakat gut hastası iseniz çok riskli imiş. O zaman su yetersiz imiş çok proteine karşı.

Bu arada bu Atkins rejimi gibi yağ, şarküteri serbest bir rejim değil, kolestrolü tavan yapmaya sebep olmuyor; ama risk grubundaysanız diğer etmenler için doktorunuzla konuşun. Sadece önyargı ile milletin karalaması ile “kalp için, kolestrol için zararlı” masallarına doktorunuzdan duymadan inanmayın.

Bunlar benim öğrendiklerim, siz de doktorunuzdan çok şey öğrenebilirsiniz.

Bu yazıyı da okuyabilirsiniz; güzel özetlemiş: http://www.dukandiyetitariflerim.com/2012/03/ilk-ve-son-kez-yaziyorum.html

Ne yiyorsun, menü yapıyor musun diyenlere bir sonraki yazımı okuyun derim…

Şimdi fotolar:



2011-2012 doğumgünlerim

 Ve beyazzzz giymek



enine çizgili ve beyaz giyebilmek
topuklu sevdası





spora başlandı
en son halim, gerçek ben'e en yakın halim
spora giderken süslenmek moral oluyor

23 yorum:

  1. harikasın seni çok özledimmmm

    YanıtlaSil
  2. Bu kadar yaralanmış olduğunu bilmiyordum. Çok büyük bir şey başardın, seni tebrik ediyorum. Darısı başıma :) Videoya da oturup hüngür hüngür ağladım.. Umarım sonuna kadar gider istediğin sağlıklı bedene kavuşursun. Umarım ben de senin gibi güç bulup başlayabilirim..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Açıkçası ben de yazıyı yazana kadar bu kadar içime işlemiş olduğunu fark etmemiştim. Hele de o çocuğu seyredince depreşti.

      Sil
  3. Melis hanım süpersiniz takipteyim. bende 35 kilo verdim ama bu dukan diyetini yapmayı çok istiyorum ama nerden başlamalı. Hangi kitabından başlamalı.Kalan 20 kilo için çok mücadelem var

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Benim bildiğim tek kitap var başkaları da mı çıktı. Benim aldığım kitap şu: http://www.dr.com.tr/Kitap/Dukan-Diyeti/Pierre-Dukan/Egitim-Basvuru/Saglik/Beslenme-Diyet/urunno=0000000338287
      Ben de D&Rdan almıştım 20 TLye şu an 13'e düşmüş kaçırmayın.
      İsterseniz bana mesaj atın başlayacağınız zaman, takıldığınız şeyleri konuşuruz elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım.
      Amaç diyet fikri ile kendini boğmadan özgürce yapabilmek.

      Sil
  4. Harikasın azmine hayran oldum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler. Önce sizin aktivite yazınızı yazacaktım ama Dukancı arkadaşlarım uzun zamandır bunu bekliyordu, o yüzden öne geçti;))

      Sil
  5. Dukana başladığım da ben de size yazmak isterim..Sevgiyle kalın.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Basladiginizda seve seve rejim arkadasiniz olarak yazisirim

      Sil
  6. Merhaba,yazınızı çok beğendim.Hem duygularınızı hem deneyimlerinizi hem de uyguladığınız yöntemi çok güzel anlatmışsınız.Kendimden çook şey buldum.Hamleliğimde 22 kilo aldım.Boyum 1.63,kilo 83'e çıkınca şişman oldum,ve kilonun ne kadar zor birşey olduğunu anladım.Eşim geçenlerde hamileyken ki resmimi görmüş,inan seni tanımadım,kıyafetinden tanıdım dedi:))Şimdi 18 kilo verdim.Bebeğimden dolayı aç geziyorum,2 gün de 1 yemek yapıyorum,çoğunu eşime ayırıyorum;kendim dışarıda ne bulursam onu yiyorum;fakaat bugün uzuun bir aradan sonra pazara gittim,semiz otu ve balık aldım,üşenmedim kendime pişirdim.İnsanın önce kendine değer vermesi şart,aynı blogunuzun ismi gibi;önce kadın,sonra anne..Sevgiler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel anlatmışsınız hem yaşadıklarımızı hem de kendimize bakmamız gerektiğini:)
      İnsanın önce kendine değer vermesi şart,aynı blogunuzun ismi gibi;önce kadın,sonra anne..
      Aynen beni anlayan bir anne daha:)

      Sil
  7. Sahane bir rol modelsiniz.
    Tebriklerim ve hayranliklarimla beraber gonderiyorum sevgilerimi.
    yolun en onemli kismini bitirmissiniz. Sarisin fistik olma yolunda geriye sadece cila kismi kalmis.
    tekrar tebrikler,

    YanıtlaSil
  8. Melis'ciğim, harikasın, inşallah kilo yüzünden yaşadığımız bütün sıkıntılar arkamızda kalmıştır. Bundan sonra o kötü rüyayı hiç görmeyelim arkadaşım :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aminnnnn doğru söze ne denir:))

      Sil
    2. Bu arada blogun olduğunu bilmiyordum ne güzelmiş ama 2008de kalmış. Devam ettirsene: http://banalazim.blogspot.com/
      Şu kısmı da ayrıca hoşuma gitti: "Arkadaşlar!! Bu alanın amacı artık ihtiyaç duymadığımız eşyalarımızı o an ihtiyaç duyan başka birisine devretmektir. Burada ihtiyaç sahiplerine sunulan eşyalar tamamen "mülkün asıl sahibi" olmadığımız bilinciyle her hangi bir karşılık talep etmeden sunulmaktadır. Dolayısıyla onları talep edenlerin de neticede ne yapacakları kendileri ile Hak arasında bir konudur; bizi ilgilendirmez.."

      Sil
  9. tebrik ederim sizi ben de normal diyetle 30 kilo verdim son birkaç ayda yaklaşık 5 kilo kadar aldım 1 aralıktan itibaren dukana başladım şükür iyi gidiyor en az 10 kilo vermek istiyorum sizin bilgileriniz ve deneyimleriniz bana hem moral hem destek oldu kalan kiloları da sağlıkla verip kilolu sınıfında normal kiloluya geçiş yaparız

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. özetle 1 şubatta başladım 4 ayda 20 kg verdim yazın yedim içtim (12 gün homini gırtlak) sonrasında da gündüz uslu durup gece çikolata, dondurma yazı +3/-3 olarak geçirdim. Şeker bayramı sonrası (Ağustos sonu) tekrar başladım. Bu sabah itibari ile 30,7 kg oldu
      tüm detaylar yazılarımda var zaten: http://oncekadinsonraanne.blogspot.com/p/dukan-yazlarm.html
      bu da grubum: https://www.facebook.com/groups/110408095785985/

      Sil
  10. Merhaba Melis Hanım adım Funda, İzmir den yazıyorum... tamamen tesadüf eseri sizin bloğa rastladım... bu yazıyı size yazarken bile umutsuzum şu an 39 yaşındayım, 96 kiloyum 3 yaşında bir oğlum var. Biliyorum ne bir drsunuz nede bir diyetisyen ama siz kilo vermeyi başarmış daha önce kilolu olmuş bir bayansınız ruh halimi sizden başka kimse iyi anlayamaz... bundan tam 17 yıl önce 49 kilo ile gelin geldiğim bu evde artık 96 kiloyum... O kadar mutsuzumki anlatamam bu yaşıma kadarki bütün çabalarım ve gittikçe artan kilolarımla başım inanılmaz dertde! Dukan diyetini daha öncede duydum ama hiç araştırmadım ... Tavsiyelerinize çok iht var bu arada ben yüksek tansiyon ve hipotiroid hastasıyım düzenli ilaç kullanıyorum düzenli dr kont yaptırıyorum... rahatsızlık verdiysem özür dilerim.. cvbınızı sabırsızlıkla bekliyeceğim teşekkürler iyi geceler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. estağfurullah ne demek rahatsızlık
      yorumları görmemişim gecikme için özür dilerim
      Cnm benim önerim şu: Lutfen oncelikle blogumu oku (http://oncekadinsonraanne.blogspot.com.tr/p/dukan-yazlarm.html?m=1)
      Dukan yapmaya karar verirsen kitabi alip okumaya basla. Bu arada atak evrenin suresi ve ideal kg hesaplaman icin dukan testini coz (http://regimedukan.com.tr) Mümkünse lütfen sağlık ocaginda kan (kolestrol, şeker, tiroid) ve idrar (üre) testlerini yaptir ve protein agirlikli rejim yapmana engel bir durum yoksa basla. (Hele diabet gibi ozel durumun vs varsa ilac dozu ayarlaması icin MUTLAKA Dr ile gorusmen gerekir)

      Sil
  11. Merhaba Melis hanım okadar içten ve samimi yazmışsınızki hele o vidyolar beni daha önce izlediğimdede aglatmıştı ve tekrar tutamadım kendimi..Sizi canı gönülden kutluyorum bende kilolu bir bayan olarak sizin yaşadıklarınızı çok iyi anlıyorum..Darısı benim başıma inş..

    YanıtlaSil